SUÇÜSTÜ OLDUNUZ SIRRA KADEM BASMANIZ YAKINDIR
İdris Şekerci
Merhûm Sezai Karakoç'un sevdiğim bir dizesi vardı. Bugün hafızamda yeniden canlandı. Söze öyle başlayalım.
Diyordu ya Üstad:
"Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz
"Hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı
Ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim
Bunu bana söylemediniz."
Üye yaparken ekran yüzü ile hareket eden -adını sizin koymanızı istediğim- bu sözde sendika, ne zaman ki din eğitimi ya da inanç özgürlüğü söz konusu olsa gerçek yüzünü saklayamaz ve içindeki kini kusar. Tumturaklı "helalleşme" lafları ile etrafı efsunlayan, sonra da, çocuklara din eğitimi gündemi olduğunda "Ortaçağ zihniyeti" diyen malûm siyasi parti gibidir bunların durumları.
Seçmeli dersler (Kuran-ı Kerim, Peygamberimizi Hayatı ve Temel Dînî Bilgiler) hakkında verilen cuma hutbesi üzerine "Gerici Kuşatma" diyerek gerçek yüzlerini ifşa eden bir sendikanın, hasbelkader kendilerine üye olan DKAB öğretmeninin yüzüne nasıl bakacağını sadece ben mi merak ediyorum?
Malûm sendikanın genel başkanı "Cumhuriyet dersi eksik olanlar cumhuriyet kurumlarında yetkiye hâkim.." sözleriyle kamu çalışanlarını kategorize eden nasıl bir ruh haline sahip olduğunu ayrıca izah etmeye gerek var mı?
Bu sendikanın, 5 Eylül 2022 tarihinde aldıkları-sözüm ona-"Kılık Kıyafet Eylem Kararı" nda kullandıkları dil ile eğitim çalışanlarını kendi içinde kamplara ayıran bir sendikanın "Türkiye'nin tüm renkleri bizimle!" anlayışı ile hareket eden Eğitim Bir Sen'in olduğu bir yerde çalışana umut olması düşünülebilir mi?
Bir okul ziyaretinde "yukarısı nasıl ise aşağısı da aynı olan" bu sendikanın temsilcisi ile karşılaşmıştım. Bir sendika temsilcisi değil de "Altılı Masa"nın mümessili gibi konuşmasına tanık olmuştum. 2023 seçimleri yaklaştıkça bu mümessil duygusu ile CHP ile ortaklaşan demeçlerine tanık olurken bugünlerde sözleşmeli öğretmenlerin haklı talepleri dahil birçok başlıkta üretilen sorunlara ilişkin kurduğu cümleler ile göz boyaması bana hep Nisa Sûresinde geçen şu ayeti hatırlattı:
"Müzebzebîne beyne zâlik lâ ilâ hâulâi velâ ilâ hâulâi…"
"Arada bocalayıp duruyorlar; ne onlara, ne bunlara! Şaşırmış kimselerden asla bir yol bulamazsın."
Diyarbakır annelerine destek için ziyaret eden üyesi öğretmenleri ihraç eden bir sendikanın "bir öyle bir böyle" ikircikli tavırlarını biz biliyoruz yakında devleti ve milleti ile sorunu olmayan, mukaddesâtına bağlı eğitim çalışanları da anlayacak. Flû vakitler sona erip taşlar yerine oturduğunda buna hep birlikte şahit olacağız.
