RAKAMLARIN DİLİYLE BULDUMCUK DELİSİNE BİR NASİHAT
İdris Şekerci
RAKAMLARIN DİLİYLE BULDUMCUK DELİSİNE BİR NASİHAT
Her mayıs ayı geldiğinde kamu çalışanlarının on bir hizmet kolunda faaliyet gösteren sendikaların hangisinin yetkili olacağının belirleneceği sayım-döküm işlemleri yapılır. Bir yıllık emeklerinin zayi olmaması için her bir üyenin çarpan etkisinin yüksek olduğu vakitlerdir bu günler. İşyerlerinde imza edilen mutabakatlarla başlayan, ilçe ve illerdeki mutabakat toplantıları ile devam eden bu süreç ilgili bakanlık ve birimlerdeki genel sayım döküm işlemleri ile nihayete erer.
Bu yıl da aynı heyecanı yaşayarak bir mutabakat sürecini tamamladık.Sonuçlar üzerinden mevcut durumu analiz ettiğimizde merhum Erbakan'ın meşhur deyimiyle "Biz ve ötekiler" diyeceğimiz bir sonuca daha imza atmış olduk.
Eğitim ve Bilim Hizmetleri Kolunda faaliyet gösteren Kırk beş sendikanın toplam 353.701 üye sayısından daha fazlası 427.382 üye ile yetkimizi bir kez daha taçlandırdık.
Zirveye çıkmak kadar zirvede kalmanın da bir başarı hikayesi olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı?
1992 yılında çıktığımız bu yolda, sendikacılığa yeni soluk getirdik ve;
"Rekabet zemininde hizmet sendikacılığı" dedik. Nice badireyi atlatarak ve engelleri aşarak yazdığımız bu hikayede bugün itibariyle, her eğitim çalışanından birisinin sendikamıza üye olduğu bir demde dahi biz "neyi eksik yapıyoruz?" muhasebesini ihmal etmezken ne yazık ki mevcut konjonktürün "buldumcuk delisi" sendikanın -artık patolojik durum arz eden-saldırgan üslubunda ısrarını anlayabilmiş değiliz.
Hiç polemiğe girmeden bir durum tespiti yapmak gerekirse, iş veren yerine, rekabet ettiği yetkili sendika Eğitim Bir Sen'e karşı sürdürdüğü agresif dil ve yöntemle sürdürdüğü sendikacılık, anlaşılan o ki, kendi lehlerine dönük sonuca olumlu yansımaktan öte, kısır çekişmelerden bizar olan kamu çalışanlarının, sendikalara olan inancının zayıflamasına neden olmaktadır. Bugün malûm sendika en iddialı olduğu üniversitelerde dahi ciddi üye kaybı yaşıyorsa ortada bir sorun var demektir.
Elbette rekabet şartları gereği sendikalar birbirini eleştirecek ve üye desteği için bunu bir yol olarak değerlendirecektir. Ancak, rakip sendikayı acımasızca eleştirirken öte yandan "işveren savunuculuğu" yaparsa bilmeli ki, buradan kendisine ekmek çıkmayacaktır.
Umarız toplu sözleşme masasında aynı hatalar tekrar edilmez ve kadük yasanın bir ikramı olarak, hiç bir hizmet kolunda yetkili olmamalarına rağmen oturdukları koltuğun hakkını verirler ve kamu çalışanlarını temsil eden yetkili sendika Eğitim Bir Sen ve Memur Sen yerine işveren heyetine dönük cümleler kurmayı denerler.
Bizimkisi de nihayetinde bir ümit..
Kim bilir belki bu sefer ders almışlardır.
İdris ŞEKERCİ
Eğitim Bir Sen
İstanbul 6 No'lu Şube Başkanı
