CİLALI İMAJ DEVRİNDEN MASAL EVİNE MEB’İN FOTOĞRAFI
İdris Şekerci
CİLALI İMAJ DEVRİNDEN MASAL EVİNE MEB’İN FOTOĞRAFI
Can Kozanoğlu yirmi yıl öncesinde “Cilalı İmaj Devri” adlı eserini yazarken bugünleri öngörebilmiş miydi bilemiyorum. Kozanoğlu’nun “Yeni düzen imajlar yarattı, imajlar yeni düzeni parlattı” saptaması o gün belki popüler kültüre geçişin yansımalarına dair bir tespitti. Bugün bu kavramsal çerçeveyi zihnimizin bir kenarında tuttuğumuzda, bürokraside ve siyasette benzer imaj faaliyetlerine rastlamak mümkün.
Mevcut hükümetin iş başı yaptığı tarihten bu yana tam 3 yıl geçti. Yeni sistematik ve düzenin eski Türkiye patinajından kurtaracağı ümidi üzerinden geçen o kadar yılın sonunda MEB’ e dair ne değişti derseniz; imaj ve ciladan öte ne değişti bilemiyorum. Bu günlerde daha bariz fark edildiği üzere; MEB’i yöneten anlayışın beslendiği en önemli kaynak sadece imaj ne yazık ki.
Reklam dünyasında bir kuraldır; Bir ürünün alıcısı azaldı ise o ürünün ambalajını değiştirerek imajını yenilersiniz. Tadında hiçbir değişiklik olmasa da yeni yüzüyle yepyeni bir ürün olarak piyasada tutunmaya çalışır malum ürün. “Telafide Ben de Varım” demeleri de bu yüzdendi mesela. Bildiğimiz yaz okuluna yeni bir isimle ve bir miktar da ambalaj değiştirerek imaj çalışmasıydı bütün hikaye.
Guinness Rekorları’na girmeye mi niyet edildi bilemiyorum lakin; Beş yüz bin sınırına dayanan başvuruları tasnif etmek; katılımcı sayısı, öğretmen istihdamı vs. gibi ayrıntıları da manuel yöntemle tespit etmeyi saymazsak- hazır Silivri’ye de “Anadolu Masal Evi” açmışken- buradan güzel bir masal da çıkabilir.
Peki, gözlerimizi kamaştıran bunca işin arasında şube müdürlerinin veya okul yöneticisi arkadaşların haklı serzenişlerini duyan var mı?
Geçen yıl taslak çalışma yapılmış ve sadece irade ortaya konarak yönetmelik çıkarma işi kaldığı bir demde, şube müdürlerini -evini barkını dağıtma pahasına- rotasyonla ülkenin dört bir yanına gönderdikten sonra bu sene yönetmeliği değiştirmenin nasıl bir adaletsizliğe vesile olduğu MEB’nın ne kadar gündeminde?
Ya da dört yıl öncesini yok sayan başarı/ödül belgesi, internetten indirilerek imza edilen ve resmileştirilen çakma evrakların gölgesinde ve elit okulların sporcu çocukları üzerinden haksızca devşirilen puanlar marifetiyle yapılan atamaların hukuksuzluğu masal anlatan Bakan/lığı rahatsız eder mi?
Örnek sorular verilerek, LGS’ de hangi türde sorularla karşılaşılacağı hakkında fikir verildikten sonra ters köşe sorularla hayal kırıklığı yaşatılan öğrencilerin moralini düzeltecek bir masal var mı o evlerde?
Artık ulusal basına da yansıyan bol sıfırlı dedikoduların telafisi mümkün olur mu bilemem amma; biz, sözün sonunda geleneğe uyarak; MEB’in boyası akan cilası altında gördüklerimizi, bir masal tekerlemesi ile bitirelim:
Az gittik, uz gittik; Dere tepe düz gittik. Bir de dönüp baktık ki; Bir arpa boyu yol gitmemişiz!.
