KÖTÜLÜK KAZANMASIN DİYE!..
İdris Şekerci
Merhûm Erbakan Hoca'nın "hayra motor, şerre fren olmak" sözü, bize bir misyon emanetidir. Bu misyon, sadece siyaset alanında değil; gerek sivil toplum, gerekse sendikal mücadelede temel dayanağımız olmuştur. Birden bine, binden yüz binlere yürürken hep bu bilinçle hareket ettik.
Bu bilinçle hareket ederken, iyilikleri artırmak için kötülüklerin azalması gerektiğini biliyorduk. Bunun içindi dünden bugüne mücadelemiz, gayretimiz. Bundan sonra da -biz var oldukça- bu mücadele var olacaktır.
Üyemize, ülkemize ve tüm insanlığa karşı, sözün başında ifade ettiğimiz metafor ile hareket eden Memur Sen ve Eğitim Bir Sen, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın Türkiye Yüzyılı mottosuyla ortaya koyduğu iradenin de- küresel ölçekte- hayra motor, şerre fren hassasiyeti olduğunun farkındadır. Yaşadığımız son seçim sürecinde, Akif'in Çanakkale şiirinde geçen "Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela!.." misali, ABD'sinden, Avrupa'sına, medyasından finans çevresine ne kadar baron varsa, hepsinin isteği aynıydı: Erdoğan'ın düşmesi. Onlar biliyor ki, Erdoğan düşerse tüm mazlum coğrafyalar da düşecekti.
Biz, hiçbir zaman taraf olmanın sorumluluğundan kaçınmadık. Ancak, takım tutan taraftar gibi de siyasete angaje olmadık, olmayız da. Bizim durduğumuz yer bellidir.
Sınırlarını çizmeye çalıştığım bu şartlar altında,Edmund Burke'nin de dediği gibi; "Kötülerin kazanması için iyilerin seyirci kalması yeterlidir" sözünün hakkını vermemiz gerekiyor. Biz üyenin de ülkenin de hayrına gördüğümüz bir hususta; amalarımızı, fakatlarımızı, lakinlerimizi bir kenara koyarak hareket etmemiz gerektiğini biliyoruz.
Eleştirilerimizi resetlemeyeceğiz; bürokraside güç zehirlenmesi yaşayanların verdiği zararın hesabını elbette günügeldiğinde soracağız. Eğriyi doğrultacak uyarılarımızı vakti geldiğinde muhataplarımıza da ileteceğiz. Ancak, vakit bu sarmala düşerek anın vâcibini ıskalama ve sürece seyirci kalma vakti değildir.
14 Mayıs'ta yerli uzantılarını devreye sokarak başaramadıklarını, 28 Mayıs'ta başarmak için, " Bur-da-yım" naraları attırarak yeniden motivasyon verenlerin heveslerini kursaklarında bırakacak, bu hamhayal üzerinden yelkenlerini şişirenleri sükûtu hayale uğratacak, yepyeni başlangıçlar için besmele çekmeliyiz. 29 Mayıs'a yeni bir İstanbul ve yeni bir Türkiye sevdasıyla uyanmak için vakit sorumluluk alma vaktidir.
Haydi Bismillah!..
