Hocaların hocası Sabahattin Zaim, “Siz bir iyilik başlatın, bu iyiliğin sonu ve nerede duracağı belli olmaz…”  Tam 32 yıl önce ;

“Her eylem yeniden diriltir beni,

Nehirler düşlerim göl kenarında.

Doğ Ey Güneş! erit taştan adamı,

Ve kurut taşları diken elleri!..” dizeleriyle, emek mücadelesinde yeni bir çığır açan  Merhûm Mehmet Akif İnan ve arkadaşlarının, bir araya gelmesiyle başlamıştı hikâyemiz.

Eğitim Bir Sen, M. Akif İnan’ın,  “Biz gelecek günlerin, kalıcı iş ve eylemlerin sendikasıyız.”  diyerek başlattığı bir iyilik hareketi olarak, bugün itibariyle dört yüz bin’'in üzerinde üye sayısıyla kocaman bir ailenin adı olmuştur.

Eğitim Bir Sen, “sorun odaklı değil, çözüm odaklı” sendikal bakış açısıyla, hizmet sendikacılığı yaparak bir kesimin değil herkesin sendikası olmayı başarmış bir sendika olarak bugünlere gelmiştir. 

Kurucu Genel Başkanımız M. Akif İnan, bize bir şey öğretmişti:

“Hangi düşüncede olursa olsun, hangi fikir kampı içerisinde yer alırsa alsın, onun bir insan olarak kabul görmesi, inancından dolayı horlanmaması lazım. İsterse benim inancımın tam zıddı olsun. Ben ona da hakk-ı hayat tanınmasının kavgacısıyım.”

Öğretmenler Odası panolarında daima baş köşede tuttuğumuz, “Türkiye'nin bütün renkleri bizimle” afişimizin yaslandığı mana elbette bu duyarlılığın yansımasıdır.

Eğitim Bir Sen, Memur sendikacılığının yasal statü kazandığı 2002 yılından 2011 yılına kadar devam eden mücadelemizin neticesinde yetkili sendika olduğumuz günden bu yana 28 Şubat dayatması 8 yıl kesintisiz eğitim zulmünün ortadan kaldırılmasından, İmam Hatip Lisesi ve Meslek liselerinin katsayı mağduriyetinin giderilmesine, 12 Eylül darbe ürünü kılık kıyafet yönetmeliğine karşı sivil itaatsizlik eyleminden, cuma namazı iznine, 3600 ek göstergeden toplu sözleşme pirimine, nöbete ek ders ücretinden, kariyer basamaklarına kadar;  13 yıldır devam eden yetki döneminde elde edilen genelde 1077, hizmet kolunda 150’ye yakın kazanım ile hizmet sendikacılığının yegane adresi olduğunu göstermiştir.

Elbette tüm sorunlarımızın çözülemediğini biliyoruz. Ama, çözüme kavuşan tüm sorunların altında, Eğitim Bir Sen imzasının olduğunu da hakkı teslim etmek adına itiraf etmemiz gerekiyor. Aile birliği bekleyen, sözleşmeden kadroya geçenlerin talepleri talebimiz, 3600 ek göstergeden yararlanamayan 4 yıllık fakülte mezunlarının beklentisi mücadelemizdir. 

Otuz ikinci yılında aynı heyecan ve aşkla yürüdüğümüz bu yolda, bize yoldaş olanlara, alın teri mücadelemize ortak olanlara, üyelikleri ile destek olanlara selâm olsun!

Özlük ve özgürlük mücadelemizde daha iyisinin nasıl olacağını söylemek yerine, “Çamur at izi kalır!”  politikası ile algı yapanlara ise Necip Fazıl ‘dan bir sözümüz olsun:

“Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın,

Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!.”