Sendikal anlayışımızın emek mücadelesine dair temel prensiplerinden birisi de alın teri kurumadan çalışana ücretinin ödenmesidir. Hak ettiğini vermek kadar, hak edileni vaktinde vermek de bu yüzden değerlidir.

Adaletin tesisi için, hak edilen ne ise vaktinde ifası gerekir. O yüzden,

“Geciken adalet, adalet değildir.”  deriz. Çalışana emeğinin karşılığını vaktinde ödemek, işveren ciddiyetini ortaya koyar. Hele bu devlet ise ayrıca kritik öneme sahiptir.

Şimdi, lafı daha fazla dolandırmadan 2023 yılından tevarüs eden “nur topu gibi”  hâlâ çözüm bekleyen sorunumuza gelelim. Her yıl Aralık ayı sona ermeden yılsonu olması hasebiyle ek ders ücretleri yıl bitmeden ödenirdi. Ne hikmetse, bu sene yıl bitti; Ocak ayının ikinci haftasındayız ve hala ek ders ücretleri İstanbul’da birçok ilçede ve birçok ilde ödenmiş değil.

Niçin ödenemediğini izah etmek bizim görevimiz değil. Var olan gecikmenin gerekçesini açıklamak ve hak ettikleri ek ders ücretlerini zamanında alamayan öğretmenlerden özür dilemek bakanlığın vazifesidir.

 Günlerdir ek ders ücreti ödenmeyen ilçeler ile irtibat halindeyiz. Destek hizmetleri bölümü ile bir kavga etmediğimiz kaldı. Komşu ilçe öderken kendilerinin ödeyemediğinden mahcubiyet duyacakları yerde onlar da asli kusurlu olanın, Anayasa Mahkemesinin ekim ayında verdiği kararın gereğini son güne sıkıştıran bakanlık olduğunu dile getiriyor.

Kim daha suçlu, kimler kusurlu bu bizim sorunumuz değil. Derdimiz, ödenmeyen ek ders ücretlerinin hesabını sormaktır. “Ne olur bir sefer de geç alsanız….” diyerek konuyu geçiştirmek isteyen bürokratik çalımların da farkındayız. Aldıkları asgari ücretin yarısı kadar ücretle hayatını idame ettiren öğretmenlerin ahı, belki sizi rahatsız etmeyebilir ancak bizi rahatsız ediyor.

20 bin TL kira ödemek zorunda kalan ve maaşını kiraya ayırmak durumunda kalan öğretmenlerin ek ders ücretlerini beklemesi bizi rahatsız ediyor.

Bizi rahatsız eden ne ise, o sorunları gündeme taşıyarak ilgilileri rahatsız etmek de bizim  asli vazifemizdir. Evet, MEB, açık yüreklilikle sorunun kaynağını dile getirir ve kusuru olanlar hakkında işlem başlatırsa gecikmeyi her şeye rağmen hazmedebiliriz. 

Öğretmenlerimiz haklı olarak şunu merak ediyor:

“ e-sınav görevine 1 dakika geç gelen görevlileri, 1 yıl sınav görevi vermeme ile cezalandırırken,  Aralık ayı ek derslerini 15 gün geciktiren bakanlığın vicdanı rahat mıdır?