"Cennet anaların ayakları altındadır." Diyen, kadını bu sözlerle yaratılmışlar arasında en yüce yaratılan olarak gören bir dinin temsilcileriyiz. Ki cahiliye devrinde kadınlara yapılan muameleler ve insanlığın islam dini ile müşerrfef olmasıyla kadının hak ettiği değer herkesin malumudur, islam dininde ve toplum olarak da kültrümüzde kadının yeri herkesçe aşikardır.
Bununla birlikte her kim ki bu yüce islam anlayışından uzaklaşmışsa, kim ki kültürünü unutmuşsa o kişi-kişiler kadını unutmuş, kadının değerini unutmuştur. Bu kişiler kadını hakir görmüş, aşağılamış, sömürmüş, kendi menfeatlari için kullanmış. Kimi kadının bedeni üzerinden menfeat sağlamış, kimi emeğinden, kimi toplumdaki değerinden, kimi fikrinden, KİMİ DE GÜNÜNDEN menfeat sağlamış.
8 Mart Kadınlar Günü kadınların değerli olduğunun hatırlandığı, varsa mağduriyetleri, gündeme geldiği kısaca tabiri caizse her saniyisinde kadının konuşulduğu gir gün olarak değerlendirilmektedir.
İşte kadının menfeati ve kadının mağduruiyeti konuşulması gereken bu günde çıkıyor birileri, kadınlarımızın bu gününü, hem de en anlamlı gününü kendi emelleri, hevesleri, çirkinlikleri, çirkefliklerine alet ediyor, halisane bir araya gelmiş kadınlarımızın biraya gelme düşüncelerini kendi emelleri için kullanıyor.
Çirkince önceden hazırlanmış pankartlar, ahlaksızca planlanmış kadını cinsel obje olarak gören sözler vs. vs...
Ve bu çirkinlikler sürerken;
"BU EZANLAR Kİ ŞEHADETLERİ DİNİN TEMELİ
EBEDİ YURDUMUN ÜSTÜNDE BENİM İNLEMELİ."
istiklal marşımızda manası zikredilen, ezan seslerimiz insanlığı, kurtuluş için, felah için, barış için, vatan için, millet için, birlik beraberlik için, çocuk için, hoşgörü, sevgi, huzur, saygı için, erkek için, kadın için semada yankılanmaya başlıyor. Bundan sonra önceden hazırlanmış planlar icra edilmeye başlıyor, kadınların anlamlı gününü iğrenç heveslerine alet etmek isteyenler, salyaları aka aka çıkardıkları ulumalarla, ötmelerle, ezan sesini bastırmaya çalışıyorlar.
Ülkemizin ve milletimizin şah damarı olan değerlerine ve kutsallarına bu şekilde bir saygısızlığa tepki, her kesimden olduğu gibi yine en önce Memur Sen'den geldi, Eğitim Bir Sen'den geldi. Saygısızlığın hemen ardından tepkimizi her platformda gösterdik, konu ile ilgili görevi gereği ilk muhatap olan Memur Sen'imize bağlı Diyanet Sen'in İstiklal Caddesi'ndeki İSTİKLAL DE İSTİKBAL DE EZANSIZ OLMAYAK basın açıklamasına şube olarak destek verdik.
Şube Başkanımız İdris Şekerci!nin konu ile ilgili yeri ve yabancı basın mensuplarına demeç de verdiği basın açıklamasına şubemiz sınırlarından çok sayıda katılım oldu.