İstanbul 6 Şubesi

Ücretli Öğretmen Meb'in Nesi Olur

Dün atama bekleyen öğretmenler Şubat ayında 20 bin atamanın yeterli olmadığını bu sayının 60 bine çıkartılması için Ankara’da basın açıklaması yaptı. Genel merkezimizin de desteklediği bu talep reel durumu yansıtan haklı bir taleptir.

Atanmak, tüm sorunlarımızı çözmese de ataması yapılmayan eğitimciler için önemli bir adımdır. Öğretmen ihtiyacı ile atama yapılacak öğretmen sayısı arasındaki makası kıyasladığımızda atama bekleyen arkadaşlarımızın haklılığı bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Atama bekleyen öğretmenlerin önemli bir kısmı fiilen öğretmen olarak MEB’in çalışanı durumunda olarak atamayı –işin doğrusu- fazlasıyla hak etmektedir. Ücretli Öğretmen vasfıyla birlikte çalıştığı kadrolu veya sözleşmeli arkadaşlarıyla aynı işi yapan bu arkadaşlarımız maalesef ortak utancımızdır. Eğitimin taşeron emekçileri dahi olamayacak kadar az paraya çalışmak zorunda kalan bu arkadaşlarımızın haleti ruhiyesini merak eden bir yetkili arıyoruz.

 Ücretli öğretmenler, ek ders karşılığı öğretmenlik yapan, asgari ücretle çalışan aynı kurum /okuldaki işçiden daha az ücret aldığını saklayarak öğretmenlik yapan arkadaşlarımızın sorunlarını kastediyorum.

İş yeri ziyaretlerimizde “Bizim sorunlarımızı niçin gündem etmiyorsunuz?” serzenişleri ile her karşılaşmamızda “Sendikalar olarak ücretli öğretmenlerle ilgili gündem yapmak bu istihdam(!) türünü kabul etmek anlamına gelir.” cevabını vermekten biz de utanır olduk.
Yıllarca mücadele ederek kaldırılmasını sağladıktan sonra tekrar kucağımızda bulduğumuz Sözleşmeli İstihdam ile uğraşırken doğal olarak gündemimizde yeterince yer almadı ücretli öğretmenlik.

MEB ortaya koyduğu 2023 vizyon belgesinde ücretli öğretmenlerin çalışma koşullarını düzeltmeye dönük adımlar atacağını kamuoyu ile paylaşınca hepimiz heyecanlanmıştık. Her ne kadar prensipte sadece kadrolu istihdamı savunuyor olsak da reel durumu dikkate alarak hepimiz sevinmiş ve umutlanmıştık. Gelinen noktada sorunun çözümüne dair bir gelişmenin olmaması devlet ciddiyeti ile örtüşmemektedir.

 Sigortasının tam yatırılmadığı,  kısmi zamanlı sigorta yapılarak, yevmiyeli işçi ya da ırgat görülen bir eğitimcidir ücretli öğretmen. Ara tatilde çıkışını verilen,  nöbet görevi verilip ücret ödenmeyen, resmi veya idari tatillerde diğer öğretmenlerin ek ders ücretlerini ödenirken ücretli öğretmenlere bunun dahi çok görüldüğü yerde adaletten nasıl söz edebiliriz?

İstendiğinde çözüm üretilebilecek güzel örnekler de yok değil elbet. DYK’larında görev alan ücretli öğretmenlere eğer artırımlı ücret ödenebiliyor ve diğer arkadaşlarıyla aynı ücret mukabilinde görev verilebiliyorsa küçük dokunuşlarla esastan çözüm üretilinceye kadar -hiç olmazsa- kısmi iyileştirmeler yapılabilir.

30 saatten fazla görev verilememesi sorunundan başlanabilir mesela!.. Resmi veya idari tatillerde ücret kesimine, nöbet görevi verildiğinde ücret ödenmesine ilişkin iyileştirme yapılabilir. Sigortasını tam zamanlı yapıp kadrolu atandığında müktesebatına katkı olabilecek gönül alıcı adımlar veya sistem içerisinde çözülebilecek değişiklikler yapılabilir.

Her şey zihinlerdeki kategorik ayrıştırmayı değiştirmekle başlar. Ücretli doktor ya da mühendis çalıştırmayan devlet mekanizmasının, öğretmen için de aynı yaklaşıma sahip olduğunda gerçekçi çözümler ortaya çıkacaktır. O an gelene kadar hiç olmazsa ortaya konan emeğin karşılığı olabilecek görece iyileştirme ve özlük hakları için MEB’in konuya odaklanması ve var olan imkanlar üzerinden dahi çözülebilecek sorunlar için adım atması gerekmektedir.

İdris ŞEKERCİ

Eğitim Bir Sen İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı