İstanbul 6 Şubesi
345 | | | 05-09-2021
PCR TESTİ, 10 EYLÜL SINIRI DİYEREK ÇALIŞMA BARIŞINI BOZMAYA DEĞER Mİ?
İdris Şekerci
Bir buçuk yıl aradan sonra nihayet yüz yüze eğitime başlayacağız."Candan cana yerine camdan cama eğitimin" tüm inceliklerini tecrübe ederek geçirdik bu süreci. Ve artık öğrenciye kavuşma vakti derken yine eğitim çalışanlarının ve öğretmenlerin aşkını ve şevkini bozacak moral ve motivasyonunu olumsuz etkileyecek daha da ötesi çalışma barışını bozacak bir durum söz konusu.
 
Çalışma barışını bozacak "gereğinden fazla şiddet gayesindeki hikmeti öldürür."  sözünü hatırlatan, zorunlu aşı uygulaması olmayacak derken haftada iki defa icbârî PCR testi anlaşılır değildir.
 
Aşı karşıtı değilim ve aşılarımı da oldum. Lakin aşı olma konusunda tereddüt eden öğretmenlerin kaygılaını anlamak yerine,
"ya aşı ya da PCR" demek öğrencisine hasret öğretmenleri potansiyel hasta görmekten başka bir izahı var mıdır?
 
Septomları görülmedikçe PCR talebinin reddedildiği ve hatta temaslı olduğumuz halde PCR testi talebimiz geri çevrildiği düne rağmen bugün eğitim çalışanlarına sıkıyönetim ilan edercesine genelge ve yazılarla PCR zorunluluğu ne kadar doğrudur? 
 
Aşı olanlar ile olmayanların bulaş riskinin aynı olduğu bir ortamda aşı olmayanlara reva görülen bu uygulamanın   maksadı temin etmekten ziyade çalışma barışını bozacak bir yöntem olduğu ortadadır. Aşı olmayanların önemli bir kısmının  mevcut aşılara güven duymadıkları için böyle davrandıkları gerçeğini dikkate alarak ya bir an önce yerli aşının üretilmesini sağlamak ya da mevcut aşıların ileride neden olabileceği rahatsızlıklara ilişkin güvence verilmesi gerekiyor.
 
Okulların açılma arefesinde gelelim bir grup öğretmenle diğer kısmı karşı karşıya getiren bir başka uygulamaya..
 
Sözleşmeli öğretmenlerin yararlanabileceği, aile birliğini temin etmek için yapılan özür durumu atamalarında, geçmiş yılların aksine bu sefer, 1 yılı doldurma şartı 30 Eylül yerine 10 Eylül tarihini baz alan bir takvim yayınlandı. 
 
Hepimizin bildiği bir gerçek var ki; geçen yıl atanan öğretmenlerin  atama tarihleri 1 Eylül olmasına rağmen o dönem ki bakan yardımcısının tweetlerine de yansıdığı üzere covid tedbirleri ve biraz da 1 ay eksik maaş ödemek için kararnamer 17 Eylül'de gönderilmiş, göreve başlamalar ise 18-21 Eylül tarihleri arasında gerçekleşmiştir. Bu gerçeği yok sayarak, devletine olan güvenle evlenen ve aile birliği  atamaları için bugünü bekleyen öğretmenleri mağdur etmenin âlemi var mı?
 
2018 yılında atanan ve bu arada aile kuran öğretmenler ile-zaten geç başlatılarak ayrıca haksızlığa uğrayan- 2020 ataması sözleşmeli  öğretmenleri karşı karşıya getiren bu sürecin doğru yönetilmesi için çare yok mudur?
 
Bir şeyin nasıl olmayacağı için on madde sıralamak yerine nasıl olacağını  ortaya koymak daha doğru değil midir?
 
Geçici madde eklenerek her iki kesimi de mutlu edecek formül vardır. Hızlı çözüm üretmesine ve alanın taleplerine karşılık verme noktasında ortaya koyduğu performansa tanık olarak bu sorunu çözecek olan irade Sayın Bakan'dır. 
 
Sayın Bakan'a çağrımız, hem PCR testi ile sıkıştırılan öğretmenlerin hem de  aile birliği ataması isteyen sözleşmeli öğretmenlerimizi rahatlatacak bir adım mümkündür.Tarafların tamamını memnun edecek çözüm iradesi sizdedir.
Öğretmenin gözü kulağı sizden gelecek güzel haberde..
Ve bunu sağlamak da  zor değil!.
 
              İdris Şekerci
EBS İstanbul 6 No'lu Şube Başkanı
Tüm Yazılar
1 SEÇİM ERTESİ HATIRLATMALAR
2 FİLİSTİN İÇİN BİN GENCE VE BİZE DÂİR HATIRLATMALAR 
3 YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİ DEĞİŞTİ ŞİKAYETLER DEĞİŞMEDİ
4 ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMENLER MÜLAKATSIZ MÜJDE BEKLER
5 AYM CHP VE SORUN SİMSARI SENDİKALAR KONSORSİYUMU
6 28 ŞUBAT'IN EĞİTİMDEKİ ARTÇI ŞOKLARI DEVAM EDİYOR
7 OTUZ İKİNCİ YILINDA AYNI HEYECANIN ADI EĞİTİM BİR SEN
8 İYİLİKLERİN ARTIRILMASI İÇİN İYİLERİN ÖRGÜTLÜ OLMASI GEREKİR
9 EK DERSLERİ ÖDENMEYEN ÖĞRETMENLERE KİM HESAP VERECEK?
10 UMUT İNSANLARININ ÇAĞRISIYLA UYANDIK YENİ YILA